Kırkısrak Köyü, Sarız, Kayseri
Kırkısrak Köyü, Sarız, Kayseri
Dedem Kuşo Hüseyin Özcan ve nenem Menevşe Özcan
Dedem Kuşo Hüseyin Özcan ve nenem Menevşe Özcan

SEVİNİN USTASI HÜZNÜN BİLGESİ

- Dedem Kuşo'ya...

Dedem suya dokunsa, su olurdu
Işığa dokunsa, ışık
Rüzgâra dokunsa, rüzgâr...

Dedem, bir eski zaman dervişi
Yitik an'ların kanayan şiiri
Sevinin ustası, hüznün bilgesi
Gönül sarayının mimarı
Sevgi pazarının hünerli terzisi...

Terazilere ayardı terazisi...

Gönül tezgâhında sevgi dokurdu
Yunus'tan, Emrah'tan şiir okurdu
Dostla muhabbette şevkle şakırdı

Dedem bütün zamanların kendisi...

Dedemi gördüm düşümde
Kendi toprağının döşünde
Yunusleyin gülüyordu
Hakk'la gönül işinde...

14 Haziran 2000,
Hucknall-Nottingham / İngiltere

Bülent ÖZCAN

Bülent Özcan'ın notu:

Fotoğraf: Dedem Kuşo (Hüseyin Özcan) ve nenem Menevşe Özcan

KIRKISRAK

Kırkısrak Köyü: Tarih, Kültür ve Dayanışmanın Simgesi

Kayseri ilinin Sarız ilçesinde yer alan Kırkısrak Köyü, sadece coğrafi bir yerleşim alanı olmanın ötesinde, Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinin ve toplumsal dayanışmanın önemli bir simgesi haline gelmiş bir yerleşimdir. Alevi Kürt kökenli aileler tarafından kurulan bu köy, yüzyıllara dayanan tarihsel geçmişi, kökleriyle barışık olan kültürel kimliği ve güçlü sosyal yapısıyla yalnızca Kayseri’nin değil, tüm Türkiye’nin ve hatta dünya çapında dikkat çeken nadir yerleşimlerinden biridir. Kırkısrak, hem köy halkının hem de köy dışında yaşayan Kırkısraklıların sahip çıktığı derin bir kültürel mirası yaşatan, tarihsel bir hafızayı koruyan ve toplumsal bağları güçlendiren bir yapıya sahiptir.

Tarihsel Derinlik: 18. Yüzyıldan Bugüne

Kırkısrak Köyü'nün tarihi, 18. yüzyılın sonlarına, 1794 yılına kadar uzanır. Köyün kurucuları, dönemin Osmanlı topraklarında, özellikle Malatya'nın çeşitli köylerinden göç eden Alevi Kürt aileleridir. Göç süreci 1794 yılında başlamış ve yaklaşık 25 yıl süren bir yolculuğun ardından, 1816-1820 yılları arasında Binboğa Dağı eteklerine yerleşmişlerdir. Bu dağlık ve ormanlık bölge, hem coğrafi hem de kültürel olarak köy halkına doğal bir izolasyon sağlamış ve bu izolasyon sayesinde köy, dış dünyadan pek etkilenmeden kendi geleneklerini ve kültürünü koruyabilmiştir. Bu zorlu coğrafyada, dağlar köy halkını hem bir koruyucu siper gibi sarmış hem de onların bağımsızlıklarını simgelemiştir.

Köyün adı da bu göçün ve yerleşmenin izlerini taşır. “Kırkısrak”, köyün kurulduğu coğrafi alandaki kökenlere ve köy halkının bir arada olma arzusuna referans verir. Söz konusu yerleşim, köy halkının kendilerini ait hissettikleri topraklara ve bu topraklar üzerinde geliştirdikleri kültürel değerlere olan bağlılıklarını simgeler. Kırkısrak, dağlar ve doğa ile iç içe bir yerleşim olmanın yanı sıra, bu dağlar sayesinde hem fiziki hem de manevi bir bağımsızlık inşa etmiştir.

Kültürel Miras ve Gelenekler: Geçmişten Günümüze

Kırkısrak Köyü, sadece yerleşim yeri olarak değil, aynı zamanda taşıdığı kültürel mirasla da önemli bir noktada durmaktadır. Köy halkı, Alevi inançlarının etkisi altında, cemler, dergahlar, dedelik ve pirlik gibi geleneksel dini ritüelleri yerine getirir. Bu ritüeller yalnızca dini bir anlam taşımakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın da sembolüdür. Alevi kültürünün temel ilkelerinden biri olan “gönül birliği” ve “el birliği” anlayışı, Kırkısrak’ın toplumsal yapısını şekillendirir. Toplum, zor zamanlarda birbirine yardım eder, acılarını ve sevinçlerini ortaklaşa yaşar. Bu anlayış, köydeki her bireyi güçlü bir bağla birbirine bağlar.

Tarım, köyün geçim kaynağının büyük bir bölümünü oluşturmuş, ancak sadece maddi bir faaliyet olmaktan çok, sosyal bir bağ kurma aracıdır. Tarım ürünlerinin toplanması, özellikle hasat zamanları, Kırkısrak halkının dayanışma içinde birbirlerine yardımcı olduğu, geleneksel yemeklerin pişirildiği ve müziklerin çaldığı zamanlardır. Bu etkinlikler, hem toplumsal ilişkileri kuvvetlendirir hem de kültürel kimliğin canlı tutulmasını sağlar. Kırkısrak’ın geleneksel müziği ve dansları, köyün kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle "deyişler" ve "semai"ler, köy halkının geçmişle bağlantısını korumasının, bu bağların her yeni nesle aktarılmasının en önemli yollarıdır.

Kırkısrak’ın Kültürel Mirası: Göçle Dünya Çapında Yayılma

Kırkısrak'ın kültürel mirası, sadece yerel sınırlarla sınırlı kalmamış, özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren başlayan göç hareketleriyle, bu miras dünyanın dört bir yanına yayılmaya başlamıştır. 1960'lı yıllarda Almanya'ya yapılan göç, başlangıçta ekonomik bir ihtiyaçtan doğmuş olsa da, kısa zamanda Kırkısraklılar arasında kültürel bir bağ kurma aracı haline gelmiştir. Bu göç dalgası, sadece iş gücü olarak değil, aynı zamanda köyün kültürünü ve geleneklerini dış dünyaya taşımak açısından da önemli olmuştur.

Kırkısraklıların Almanya’ya yerleşmesiyle, hem dil hem kültür hem de dini ritüeller korunmaya başlanmış, burada kurulan dernekler, köyün kültürünü yaşatma çabalarını pekiştirmiştir. Ancak 1989'dan sonra özellikle İngiltere’ye yapılan göçlerle bu bağlar daha da güçlenmiş ve Kırkısraklılar Avrupa'nın farklı ülkelerinde, kültürel kimliklerini korumak adına pek çok dernek ve kültürel etkinlik düzenlemişlerdir. Londra'da kurulan Kırkısrak Dayanışma Derneği, köyün geleneksel müziklerini, danslarını, el sanatlarını ve sosyal yapısını dünyaya tanıtmada önemli bir rol oynamaktadır. Bugün Avrupa'da, özellikle Almanya, İngiltere, Avusturya gibi ülkelerde sayıları binlerle ifade edilen Kırkısrak kökenli insanlar, geleneklerini ve kimliklerini yaşatarak, kültürel mirası koruma görevini sürdürmektedirler.

Dayanışma ve Kimlik Koruma: Toplumsal Yapının Gücü

Kırkısrak’ın toplumsal yapısı, köydeki her bireyin, ortak paydalarda buluşarak kolektif bir kimlik oluşturduğu güçlü bir dayanışma kültürüne dayanır. Köydeki her etkinlik, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda toplumsal bağları pekiştirme ve gelecek kuşaklara kültürel mirası aktarma amacı taşır. Düğünler, cenazeler, bayramlar, dini ritüeller ve hatta günlük yaşamın içinde yer alan diğer faaliyetler, köy halkının bir arada olmasının, birbirlerine olan güvenlerinin ve bağlılıklarının göstergesidir.

Kırkısraklılar, bu dayanışmayı yalnızca köyde değil, dünyanın farklı köy ve şehirlerinde de sürdürürler. Dernekler aracılığıyla düzenlenen kültürel etkinlikler, köy halkının geleneklerini yaşatarak, bunları bir sonraki kuşaklara aktarmasını sağlar. Bu tür etkinlikler, aynı zamanda kültürel asimilasyona karşı bir direnç formudur. Kırkısraklılar, kültürel miraslarını korumak için, yerel kültürle uyum içinde yaşarken, kendi kimliklerini de güçlü bir şekilde sürdürürler. Bu kültürel aidiyet, köy halkının kendine güvenini pekiştiren, kimliklerini güçlendiren ve dış dünyada da tanınmalarını sağlayan önemli bir unsurdur.

Doğal Zenginlikler ve Çevreye Duyarlılık

Kırkısrak, doğal zenginliklerle çevrili bir köy olarak, çevreye duyarlı bir yaşam sürdürür. Binboğa Dağı’nın eteklerinde yer alan köy, aynı zamanda doğanın da koruyucusudur. Ormanlar ve dağlar, köy halkının sadece geçim kaynakları değil, aynı zamanda manevi değerleriyle özdeştir. Doğal alanların korunması, köy halkının hem yaşam biçiminin hem de kültürünün bir parçasıdır. Bu bağlamda, çevreye duyarlı bir yaşam tarzı, Kırkısraklılar için sadece bir gereklilik değil, bir yaşam felsefesi olarak kabul edilir.

Köy halkı, ormanların yeniden yetiştirilmesi ve doğal zenginliklerin korunması için çeşitli projeler geliştirmekte ve çevre bilincini arttırmak adına adımlar atmaktadır. Bu projeler, sadece köyün geleceği için değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamın devamlılığı için de kritik öneme sahiptir.

Kırkısrak Köyü’nün Kültürel ve Toplumsal Önemi

Kırkısrak, sadece bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda güçlü bir toplumsal dayanışma, kültürel çeşitlilik ve kimlik mücadelesinin örneğidir. Geçmişin izlerini bugüne taşırken, geleceğe dair umutları da besler. Kırkısraklılar, kültürel miraslarını hem yurt içinde hem de yurt dışında yaşatarak, kendi kimliklerini dünyaya tanıtmaktadırlar. Bu kültürel direncin simgesi olan Kırkısrak, tarihsel bir mirası ve toplumsal dayanışmayı geleceğe taşıyan bir köydür.

Şair Bülent Özcan'ın Amcası Tacim Özcan
Şair Bülent Özcan'ın Amcası Tacim Özcan

Amcam, Tacim Özcan (Tacim Öğretmen) Hakk’a yürümüştür.

Yeri doldurulamayacak bir güzel insanı kaybetmenin derin üzüntüsü yüreğimizi dağlamaktadır...

Amcam, anılarımızda hep yaşayacak… Eski fotoğraflarındaki gibi; ince, uzun boylu, yakışıklı amcam olarak kalacaktır hep hafızamda, yüreğimde…

Tacim öğretmen, seni sonsuza uğurladık…

Kırkısrak’ta, Dedem Kuşo ve nenem Menevşe’nin olduğu yerdesin… Annene babana kavuştun… Işıklar içinde uyu…

"Ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez,

Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil."

Yunus Emre

Şair Bülent Özcan'ın babası Hasan Özcan
Şair Bülent Özcan'ın babası Hasan Özcan

ÖLÜM DEDİKLERİ BİR YANKI İMİŞ

Ölüm dedikleri bir yankı imiş;

Sesin bizde kaldı, ruhumuzdasın…

Rüzgârlar söylüyor adını her an,

Açan çiçeklerde, kokulardasın…

Hayatın hayata dökülüşü var,

Tohumun toprağa ekilişi var…

Ne güzel bir candın sen Hasan Özcan,

Şimdi Kırkısrak'ta sonsuz baharsın…

Bülent ÖZCAN

Şair Bülent Özcan'ın Babası Hasan Özcan, Olay Gazetesi, Londra
Şair Bülent Özcan'ın Babası Hasan Özcan, Olay Gazetesi, Londra

BASINDAN...

ŞAİR BÜLENT ÖZCAN'IN BABASI, HASAN ÖZCAN HAYATINI KAYBETTİ!..

Bir dönem gazetemizin Kültür Sanat Yönetmenliğini de yapmış olan Şair Bülent Özcan’ın babası, bir süredir Londra North Middlesex University Hospital’da yoğun bakımda yatmakta olan HASAN ÖZCAN 17 Mayıs 2023 günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Olay Gazetesi olarak şair Bülent Özcan’ın acısını paylaşır, merhuma rahmet, acılı ailesine sabır diliyoruz.

23 Mayıs Salı, Londra Olay Gazetesi, Londra

(Doğum: 23 Mayıs 1948 - Vefat: 17 Mayıs 2023)

KIRKISRAK Köyü - Sarız

Kırkısrak Köyü, Sarız, Kayseri
Kırkısrak Köyü, Sarız, Kayseri